Kitap okumaya bayılan İlknur Kaplan, İstanbul’da büyük bir uluslararası zincir otelin insan kaynakları müdürü olarak görev yapmaktadır. Kitap okumayı çok seven Kaplan, en son gittiği kitap fuarından aldığı kitaplar arasında yer alan Özden Aslan’ın “İyi ki Farklıyız” kitabından çok etkilenmişti. Daha önce üniversitede bazı derslerde işyerinde ayrımcılık konusu geçmişti, fakat çok da ayrıntılı bilgisi yoktu. Kitabı bitirdikten sonraki gün otelde ilk işi genel müdürle görüşmek için randevu almak olmuştu. Otelin genel müdürü otellerinde kesinlikle ayrımcılığa yer olmadığını, bu konuda kaygı duymaya gerek de olmadığını söylemişti. İlknur Hanım ise bu konuda çalışanların bir şikayetleri olup olmadığından emin olmak için otelin iç yazışma sisteminden bir araştırma yapılması konusunda ısrar etmişti. Genel müdür de kendinden çok emin olmakla birlikte yine de insan kaynakları bölümünün bu alandaki çalışmasını onaylamıştı.
İlknur Hanım bölümüne döndüğü gibi otelin bilgi teknolojilerinden sorumlu müdürünü arayarak durumu anlatmış ve tüm çalışanlara iletilecek bir mesajı yarın kendisine yollayacağını bildirmişti. Ardından İK (insan kaynakları) bölümünde çalışan tüm personeli toplayarak tüm öğleden sonra çalışanları rahatsız etmeden, kendilerini güvende hissederek yanıtlayacakları “tek bir soru” bulmak için çalıştılar. Ertesi gün saat 13.00’te tüm çalışanların elektronik posta adreslerine bir elektronik posta düştü.
“Sevgili XYZ Oteli Paydaşı,
Size yöneltilen soruyu otelimizdeki örgüt iklimini bozan her türlü yapı/davranış/uygulamayı önleyebilmek adına yeni çalışma koşullarına ihtiyaç olup olmadığını tespit etmek için sormaktayız. Eğer isminizi paylaşmak istemezseniz bu mesaja yanıt vermek yerine farklı bir elektronik posta adresi üzerinden soruyu yanıtlamanız da mümkündür. Sonuçlar anonim olarak değerlendirilecek ve İK personeli dışında 3. Şahıslarla paylaşılmayacaktır.
**Otelimizde çalışmanız esnasında kendinizi diğer çalışanlardan farklı hissetmeniz ve rahatsız olmanıza neden olacak durumlarla karşılaşıyor musunuz? Daha iyi anlayabilmemiz için örneklerle de açıklayabilirsiniz.
Yanıtlarınızı en geç 03 Mayıs 2021 tarihine kadar ikarastirma@xyz.com.tr adresine göndermenizden büyük memnuniyet duyacağız.”
O günden sonra İlknur Hanım büyük bir merakla otel içinde farklılıkları olan çalışanların nasıl sıkıntılar yaşayacağına dair mesajlarını beklemişti. Sürekli elektronik posta adresini kontrol etmek yerine son güne kadar beklemeye ve ardından hep birlikte mesajları tek tek değerlendirmeye karar verdikleri için 10 gün bekleyerek 4 Mayıs tarihindeki toplantıda tüm İK ekibi buluşmuştu. Ekibin en genci ve stajyer kadrosunda yer alan Ahmet bilgisayarın başına geçerek mesajları tek tek yansı cihazı ile perdeye yansıtmaya başlamıştı. Toplantı süresinde İK personeli iş hayatının genelinde olan bir takım farklılıklara şaşırmamıştı. Örneğin bazı mesajlar, cinsiyet ayrımcılığına vurgu yaparken bazı mesajlar ise turizm sektörünün genelinde çok yaygın görülen alanda eğitimli-eğitimsiz personel ayrımını gözler önüne sermiştir. Birkaç mesajda etnik köken ayrımı da yer almaktaydı. İlknur Hanım bu ayrımları belirli başlıklar altında toplamayı önererek gruplanmasını sağlamıştı. Ama çok şaşırdığı mesajlar da olmuştu ve otelde hiç ayrımcılık olmadığına dair algısı olan genel müdürü bir an önce bu konularda bilgilendirmesi gerektiğine karar vermişti.
İK bölümü toplantı sonunda hazırladıkları raporda, ayrımcılığa yaygın biçimde neden olan farklılıklar ile ilgili notlarını gruplar halinde sunarken bazı farklılıklarından dolayı ayrımcılığa uğrayan bazı çalışanların mesajlarından çeşitli alıntılara da yer vermiştir:
“… Obezite düzeyine yaklaştığımda ben de oldukça rahatsız oldum aslında, fakat kendime hakim olamadım ve bu duruma geldim. Kilo aldıkça yaptığım işlerdeki başarı hiç dikkat çekmezken her ortamda fazla kilolarımdan bahsedilmesi beni çok rahatsız etmeye başladı. Bir departmanın yöneticisi olarak ne kadar çok müşteri bağlantısı yaptığıma dair takdir yerine, müşteri görüşmelerine artık gitmemem gerektiğine dair imalar ile karşılaştım. Psikolojim bozuldu. Kilolu insanların kurumsal iş hayatında istenmemesi ayrımcılık değil de nedir? Diğerlerinden farklı olmam işimi iyi yapmadığıma işaret olabilir mi?…”
“… Doğu Anadolu Bölgesi’ndeki küçük bir köyde doğdum. Evet biraz farklı bir çocukluk geçirdim. İlköğretimi köyde okudum. Ailem benim okuyup iyi bir meslek sahibi olmamı çok istedi. Ben de çok çalıştım ve bu ülkedeki en iyi üniversitelerden birisinden mezun oldum. Bu ülkede Doğulu olmak kurumsal bir işletmede sorun olmaz zannetmiştim. Ama yanılmışım…”
“…Hayvansal gıdalar tüketmiyorum. Bu tamamen benim tercihim. Bu konuda bu kadar eleştirileceğimi düşünmezdim. Ben kimsenin yemesine karışmıyorum fakat herkes benim ne yiyeceğime karışıyor. Geçen ay bölüm toplantısını bir ocakbaşı restoranda yapmaya karar verdiler. Benim için hiç sorun değil. Ben sosyal hayatımda arkadaşlarım ile her yere gider ve uyum sağlarım. Mutlaka yiyecek bir şeyler bulurum. Toplantı ile ilgili bana söylenen şey ise benim oraya gidemeyeceğim çünkü ‘vegan’ olduğum ve konuşulanları ertesi gün bana anlatacakları oldu. Bana sorulmadı bile…”
“… Yaşım 55 ve en verimli dönemimde olduğunu düşünüyorum. Bilgisayar mühendisliği okuyup, yüksek lisansımı ise ABD’de iyi bir üniversitede yaptım. Kendi alanımda sürekli okur, eğitimlere katılır ve kendimi geliştirmek için farklı yollar bulurum. Zaten alanınız bilgisayar ise çağı yakalamamak mümkün değildir. Fakat gelin görün ki benim yaşımın ileri olması nedeni ile artık işe yaramayacağıma, dijital dönüşüme katkı sağlayamayacağıma dair imalardan çok yoruldum. Çalıştığım ekipten bilgi olarak hiç eksiğim yok hatta deneyimim de fazla. Buna rağmen sırf yaşımdan dolayı projelerin dışına itilmem otele de sağlayacağım faydayı engelliyor…”
İlknur Hanım, geleneksel farklılıklar olan cinsiyet, dil, ırk, etnik köken, din gibi noktalar yanında kilo, coğrafi bölge, beslenme tercihleri, yaş gibi faktörlerin de çalışanlarda farklılıklar yaratabileceği ve otelde çalışan herkesin farklılıklara karşı tavrının otelin huzuru için çok önemli olduğu düşüncesi bu araştırma ile pekişmiş olmuştu. Farklılıkların yönetilmesinin önemini önce genel müdüre anlatacaktı, daha sonra da farklılıkları yönetebilmek için tüm çalışanları kapsayacak eğitimlerin planlanması gerektiğine karar vermişti. Bu faaliyetler için geç kalmaması gerektiğine de emin olmuştu.
* Örnek vaka “Özyurt, Başak; Çetin Gürkan, Güney (2021). Farklılıklar ve Farklılıkların Yönetimi, içinde: Ed. Agah Sinan Ünsar, Davranış Bilimleri, Paradigma Akademi Yayıncılık.” künyesine sahip kitap bölümünde yayınlanmıştır.